Muhterem Okurlarım: Kadınlarımız, yazı, dizisinin; 268. Bölümünü, kaldığımız, yerden: Başlayıp, anlatmaya, devam ediyorum. 1. Dünya Harbinde, düşmanla, savaşan; Askerlerin, ayaklarında, çarıkları yoktu. Yol, yürüyen, asker iyi kundura alır. Fakat bize, çarık, lâzımdır. İyi, bir, çorapla kundura ister. Fakat askerin, çarığı, yoktur. Bazı, bölgelerde, su yoktur. Askerlerin, mataraları, noksandır. Kırbaları, yoktur, eksiktir. Su, fıçıları, yoktur. Bu, teşkilâtlar, mevcut değildir. Asker, Ordu, hareket sırasında bunların bazılarını kayıp etmiştir. Kaybettiği, şeyler, azdır. Fakat esas, gerekli, olanlar eksiktir yoktur. Ordu’nun, yüzde yirmisinin, süngüsü yoktur. Süvari, askeri, var Kılıcı yoktur. Kılıçsız, süvari, hiçbir şey yapamaz derler. Pekiyi, onu, da kabul ettik. Fakat memleketimizde, pala, yatağan doludur. Mecliste, üçüncü, oturumda Karesi Mebusu Vehbi Bey konuşur. Kıtalar, yürüyüş, anında susuz kalmıştır. Bunun, için, kırba, fıçı, tulum her Tabur’a lâzımdır. Su, muayyen, bir yerdedir. Bazı, zamanlarda, olabilirsiniz. İstediğiniz, zaman, istediğiniz kadar alamazsınız. Üçüncüsü, Alay Kumandanlarının, tabakasında tütün yoktur. Neferler, ot, yiyorlar. Tütünü, olan, sigara kâğıdı bulamıyor. Kâğıt, yoktur, çadır nasıl ki! Rıza Nur Bey, söyledi, çadır yoktur. Hiç, olmaz, ise bunlara portatif çadırlardan yahut: O, hizmeti, verebilecek beylik verilmek suretiyle; Ledel hâce, üzerine, çadır Ledel hâce yorgan yapar. Meclisin, gizli, oturumlarında tartışılan temel sorunlar: Büyük, fedakârlıklarla, çözülecektir. Ankara Tren İstasyonu, dünya, savaşı yıllarında olduğu gibi; Önemli, iaşe merkezi, durumuna gelecek. Çankırı, Çorum, Yozgat, Kırşehir ve Konya’dan, Ankara’ya ulaştırılan buğday: Polatlı, yoluyla, birliklere dağıtılacaktır. İaşe Merkezine, dönüşen, Ankara imalâtı Harbiyelerde savaşın gereksinim duyduğu; Malzemelerin, de, hazırlandığı bir merkez olur. Kadın ve çocuklar, Ankara tren İstasyonu’nun, yakınındaki eski: Süvari Kışlası’nın, ahırlarını, onlar temizleyerek kullanıma hazır hale getirir. Ahırdan, bozma, imalathanede makineli tüfeklerin yıpranmış namluları yerine; Eski, martin tüfeklerinin, namluları takılır. Kasatura, bomba, fişek hazırlanır. Sargı bezi, iç çamaşırı, çarık dikilir. Demirciler, çarşısında, eski demiryolu raylarından: Bahçe, demirlerinden, süngü hazırlanır matara, yapılır. İmalâtı, Harbiyeliler, kadın emeği üzerinde yükselir. Silah onaran, kadın elleri, silah da kaçırmaktadır. İstanbul’da, bir, kadın İngiliz gizli servisi İstanbul şefi Binbaşı Hey’in; Hayal, kırıklığına, uğramasına neden olur. İngilizlerin, gözü ’nün, önünde teslim aldığı silahları kaçırır. Toktlıyan Oteli’nin, salonunda, düzenlenen Kordiplomatik bir çayda: Fransız gizli Servisi’nin, başındaki, Albay Blanc alımlı bir kadını dansa kaldırmıştır. İngiliz Binbaşı Heyy, kadının, kim olduğuna ilişkin sorularına karşılık alamaz. Ertesi, gün, onunla ilgili raporu okur. Kadının, adı, Cemiledir 26 yaşındadır. Eski bir Büyük Elçi’nin, kız, kardeşidir. Maçka’da, oturmakta, Fransızca konuşup piyano çalmaktadır. En, önemlisi ’de, Mustafa Kemalci olması mümkündür. İngiliz, Gizli Servisi’nin, Maçka’daki evde yaptığı araştırma sonuçsuz kalır. Cemile, izlemeye, alınır. Saat: 21.00, de, Tokatlayandan çıkıp bir arabaya biner Cemile yüzü peçelidir. Bir, süre, izlendikten sonra; Fransız, bir, şoförün eşliğinde İngiliz gizli Servisi’nin bürosuna götürülür. Soruşturmayı, yürüten, Binbaşı Heyy peçeyi indirdiği zaman karşısında: Adı’nın, Ahmet, olduğunu söyleyen bir erkek bulur. Bu, arada, Cemile silahları çoktan teslim almıştır. KADINLARIN HEDEFİ ÖLÜNCEYE KADAR DÖVÜŞMEK VE SAVAŞMAKTIR: Sakarya Savaşında, Kadınların, Rolü; Büyük Millet Meclisi, 05 Ağustos 1921 de, Mustafa Kemal’e: Başkomutanlık, yetkisini, veren kanunu benimser. Meclisin, tüm, yetkileri üç ay süreyle Başkomutanındır. Ankara’nın, işgaline, dair Yunan saldırısına karşı; Hızla, önlemleri, almaya başlayan: Başkomutan, Meclis’in, 08 Ağustos 1921 tarihli gizli oturumunda; Hedefi, ölünceye kadar dövüşmek, olarak koyar. Devamlı, olarak, karşısında kalacağımız çok acı bir manzarayla: Yargılarımıza, duygularımıza, bağlı olarak set çekmek. Keşke, öyle olsun, böyle olsun şeklinde düşünceye kapılmak bu ülkeyi; Kurtaracak, bir, anlayış değildir. Hatırlıyoruz, ki,
Yunanlıların saldırısı, İngilizlerin, Fransızların, saldırısı bütün Dünya’nın: Türklere, saldırısı, söz konusu olmuştur. Yalnız, ulus, namus ve bağımsızlık için karşılık verebilir miyiz? Veremez miyiz, diye, düşünmedi. Bu, bizim, yasal, hakkımız kabul edenlerle dost olurum. Bu, hakkı, vermeyecek olanlarla ölünceye kadar dövüşürüm. Meclisin, yasa, yapmak yetkisini kullanan; Başkomutan, 7-8 Ağustos 1921 de, Tekâfilimilliye, Emirlerini, yayımlar. Savaşın, Lojistik desteğini, en üst düzeye çıkarmak maksadıyla halkın; Çividen, nala, kumaştan çoraba, tüm olanaklarını sunmasını ister. Memleket ve milletin, maddi, manevi bütün kuvvetlerini: Sonucun, elde, edilmesine yöneltmek için; Ne yer, ne zaman, vatan mefhumu karşısında: Ayrıntıdan, ibaret, olan diğer düşüncelerle bağlı olmayarak; Düşman, Ordusu’nun, yok edilmesinden ibaret olan: Tek, amaca, ulaşmak için zorunlu olan her şey yapılacaktır. 1 Sayılı emirle, her kazada birer, Tekâfili Milliye Kurulu kurulur. Bu, Kurulların, çalışmaları sonunda toplanan malzemenin: Orduya, dağıtım şekli, düzenlenir. 2 Sayılı emirle, ülke ’de, her Aile’nin birer kat çamaşır birer çift çorap ve çarık hazırlayıp; Tekâfili Milliye Kuruluna, teslim, etmesi istenir. 3 Sayılı Emirle, tüccarın ve halkın elinde bulunan: Çamaşırlık bez ve Amerikan patiska, pamuk, yıkanmış yıkanmamış yün, tiftik; Erkek elbisesi, dikmeye yarayan, her cins kışlık, yazlık kumaş, kalın bez, kösele: İnce meşin, taban astarlığı, sarı, siyah; Meşin, sehtiyan, dikilmiş çarık istenir. Devam Edecek. Mehmet ŞİMŞEK. Art. Yazar.