Sabah dolmuşla işe gidiyorum.
Konya Meram Yeniyol güzergahı.
Araştırma hastanesinin önündeyiz.
Dolmuş şöforünün "Hadi teyze, hadi teyze hadiii !" bağırtısıyla sıçradım.
Kapıya döndüm ne oluyor diye, yaşlı bir teyze şalvarlı-poşulu.
Hani o eski geleneksel artık Konya sokaklarında göremediğimiz kıyafetler içinde.
Teyzenin yaşlılığın izin verdiği ölçüde apar topar arkasına bakmadan inişi yüreğimi sızlattı. Belki de hastaydı,belki de hastasına gidiyordu.
Yaşlılığına gösterilen saygısızlığa mı yanayım, yoksa kesinlikle emin olduğum kıyafete göre yapılan muameleye mi?
Çünkü teyze yavaş falan değildi.
İyi bildiğim "Ye kürküm ye." hikayesi.
Desem ki "Kardeşim bu kadın günün modasına-havasına uygun giyimli genç biri olsaydı bu terbiyesizliği yapacak mıydın?"
Cevap hazır "Ne demek kardeşim benim de anam-bacım da böyle giyinir."
Ara ara nükseden diz problemimde evdeki merdivenleri, dolmuşta ki bir basamağı çıkarken nasıl zorlandığımı....
"Ayşe hanım yaşlılığa adım adım gidiyorsun artık." diye hüzünlendiğim zamanlar geldi aklıma.
Dayanamadım...
"Şoför bey farkında mısınız yaşlıydı giden.
" Şoför "Benim dakika sıkıntım var kardeşim, zaten daha önce polisler de durdu"
"Şoför bey dakika sıkıntınızın farkındayım. Ama yaşlı bir hanımdı giden. Hepimiz bir gün yaşlanacağız. Allah ömür verirse. Bir gün siz de yaşlanacaksınız ve bir basamağın bile ne kadar zor çıkıldığını göreceksiniz. Tabi Allah size ömür verirse."
Bilmem sözlerimin etkisi, bilmem "Sabah sabah şu şirret kadınla uğraşmayayım mı !"dedi bizim şoförden bir ses çıkmadı.
Evet hepimiz yaşlanacağız ve yavaş yavaş bize verilenler elimizden alınacak.
Bu arada ne ekersek onu bulacağız elbette. Tabii Allah ömür verirse.
Diş Hekimi Ayşe Konakcı
Konya 01.03.2021
