Üç aylardan Şaban ayı, 4 Mart Cuma Günü...
Resulullah Efendimiz (s.a.v.) Hz. Aişe’ye (r.anhâ):
“Bana en sevimli olan oruç, Şaban ayındakidir.
Ya Aişe! O öyle bir aydır ki, sene içinde vefat edeceklerin isimleri ölüm meleğine verilir. Ben de ismimin, oruçlu iken yazılıp verilmesini isterim.” buyurdular.
Ümmü Seleme (r.anhâ) validemiz, “Resulullah (s.a.v.), Ramazan ayından sonra hiçbir ayda Şaban ayındaki kadar oruç tutmamıştır.” buyurdular.
Resulullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Recep, Allâhü Teâlâ’nın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan, ümmetimin ayıdır. Şaban günahlara kefaret (bağışlanmasına sebep) olan aydır, Ramazan ise günahları temizleyen aydır.”
Bu ay, hayır kapılarının açılacağı, bereketin indirileceği, hatâların terk edileceği, günahların bağışlanacağı ve yaratılmışların en hayırlısı olan Resulullah’a (s.a.v.) çokça salavatın getirileceği bir aydır.
Müminlerin bu ayda gafletten uyanmaları, geçmişte işledikleri günahlardan dolayı tevbe edip temizlenerek Ramazan-ı şerif ayına hazırlanmaları gerekir.
Bu ayda Hz. Allah’a yalvarıp yakarmalı, ayın sahibi olan Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) vesile kılarak Hz. Allah’a yaklaşmaya çalışmalıdır. Bunları sonra yaparım diyerek tehir etmemeli, geciktirmemelidir. Zira dünya üç günden ibarettir. Biri, dündür, geçmiştir; ibret alınacak gündür. Diğeri bugündür, amel etme günüdür; ganimet bilip
değerlendirmelidir. Diğeri de, yarındır ki, bu bir ümittir. Yarına çıkıp çıkamayacağını bilemezsin.
Aylar da böyledir. Recep geçmiştir, tekrar dönmez. Ramazan-ı şerif ayı gelecektir, fakat ona kavuşup kavuşamayacağını bilemezsin. Şaban ise iki ay arasında bir vasıtadır. Bu ayda ibadetle meşgul olmayı ganimet bilmek icap eder. (Gunyetüt-Talibin)